Bakan Şimşek: Dezenflasyon süreci devam edecek

Ekim 31, 2025 - 14:20
 0
Bakan Şimşek: Dezenflasyon süreci devam edecek

Bakan Şimşek, İstanbul Finans Merkezi Ziraat Bankası Genel Müdürlük Oditoryumu'nda düzenlenen Dünya Gazetesi Ekonomi Zirvesi'nde yaptığı konuşmada küresel ekonomideki gelişmelere değinerek, ABD-Çin arasındaki anlaşmanın gerilimi önemli ölçüde azaltacak nitelikte olduğunu, dezenflasyondaki düşüşün sürdüğünü, emtia fiyatlarının göreceli olarak istikrarlı gittiğini söyledi.

Küresel finansal koşulların Türkiye ve benzeri ekonomileri daha destekleyici bir noktada olduğunu dile getiren Şimşek, uzun vadede hem fırsatların hem de yapısal zorlukların bulunduğunu anlattı.

Şimşek, dünya ekonomilerinin yüksek borçluluk ve yaşlılık kriziyle karşı karşıya kaldığını, burada Türkiye'nin istisna olduğunu kaydederek, jeopolitik gerilimler, sıcak çatışmalar ve iklim değişikliği gibi olumsuzlukların küresel ekonomide yol açtığı olumsuzluklardan bahsetti.

Bu yıl küresel ticarette korkulanın olmadığını, geçen yıla benzer gelişmelerin yaşandığını anlatan Şimşek, Türkiye'nin ihracat pazarlarında sınırlı da olsa bir toparlanmanın söz konusu olduğunu bildirdi.

Şimşek, Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin Türkiye için önem arz ettiğini kaydederek, bu ülkelerde büyümenin sürmesinin kendileri açısından önemli olduğunu vurguladı.

Emtia fiyatlarında göreceli istikrarın söz konusu olduğunu ifade eden Şimşek, enerji kısmında fiyat düşüşlerinin yaşanabildiğini, petrol fiyatlarında sınırlı da olsa düşüş beklendiğini anlattı.

"KÜRESEL TİCARETTEKİ KORUMACILIĞA KARŞI ÜLKEMİZ NİSPETEN DAHA DAYANIKLI"

Bakan Şimşek, orta ve uzun vadeli küresel ekonomik görünümde daha çok yapısal sorunların öne çıktığını belirterek, ancak burada Türkiye için fırsatların ele alınması ve önceliklendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Artan korumacılığın küresel büyümeyi aşağıda tutan önemli bir faktör olduğuna işaret eden Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Peki Türkiye ne durumda? Küresel ticaretteki korumacılığa karşı ülkemiz nispeten daha dayanıklı. Ne demek bu? Bir kere bizim ihracatımızın yüzde 62'si serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu ve kural bazlı ticaret yaptığımız ülkelere gidiyor. Bu değerli bir kazanım. Geriye kalan ihracatımızın da önemli bir kısmı yakın coğrafyaya gidiyor. Yani dost ve yakın coğrafyalara gidiyor. Yani Orta Asya, Orta Doğu, Kuzey Afrika. Buralarla biz hem dostuz hem coğrafi anlamda yakınız. Yani ya kural bazlı ticaret yapıyoruz ya da dost ve yakın coğrafyalara mal ve hizmet sunuyoruz."

"HİZMET İHRACATINDAKİ POTANSİYELİMİZ TAHMİN EDİLENİN ÇOK ÖTESİNDE"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, tedarik zincirinin çeşitlendirilmesinin, bölgesel entegrasyonun, Türkiye'nin bulunduğu lojistik ve ulaştırma koridorlarının ülkeye sunduğu avantajlardan bahsetti.

Hizmet ticaretinde Türkiye'yi küresel oyuncu yaptıklarını vurgulayan Şimşek, turizmde zaten küresel oyuncu olduklarını, inşaat, teknik müşavirlik, yazılım, oyun, dizi ihracatı ve sağlık turizminde önemli potansiyellerinin bulunduğunu anlattı.

Şimşek, "Şu anda dünyada önemli bir hizmet ihracatçısıyız ama bu pozisyonumuzu güçlendirme potansiyelimiz tahmin edilenin çok ötesinde. Bugün yaptığımız bütün reformlar, yatırımlar aslında bu bileşeni çok daha güçlü bir şekilde devreye almamızı sağlayacak." diye konuştu.

"DÜŞÜK BORÇLULUK ORANI TÜRKİYE'YE ÖNEMLİ FIRSATLAR SUNUYOR"

Bakan Şimşek, küresel korumacılığın arttığı bir dönemde yatırımcıların "iç talebi ve hizmet ihracatı güçlü" ülkelere yönelmesinin önemli olduğunu belirterek, bu nedenle Türkiye'nin tercih edilecek alanda olduğunun altını çizdi.

Türkiye'nin düşük borçluluk oranından bahseden Şimşek, bu durumun çok önemli fırsatlar sunduğunu, yapısal dönüşümün kaynak gerektirdiğini, çok borçlu olan ülkelerin bu kaynağı dönüşüm için ayıramayacağını anlattı.

Şimşek, " Türkiye'de borçluluk oranının düşük olması yapısal dönüşümün ve yapısal reformların hayata geçirilmesinde büyük katkı sunacak. Verimliliği artıracak altyapıya yatırımlarının yapılmasına imkan sağlıyor. Örneğin üretim üstlerinin, organize sanayi bölgelerinin limanlara demir yoluyla bağlanması şu anda en büyük önceliğimiz. Kaynak olmazsa, çok borçluysanız bunu yapabilir misiniz?" açıklamasında bulundu.

Türkiye'nin genç ve çalışma çağındaki nüfusunun artmaya devam edecek olmasının, kadınların işgücüne katılımının artırılacak olmasının öneminden bahseden Şimşek, "Bu sayede Türkiye en azından önümüzdeki 20 yıl için bir demografik fırsat penceresine sahip diye düşünüyoruz. O açıdan burada kaygılanacak bir şey yok ama bizim için büyük fırsatlar içeriyor dünya nüfusunun yaşlanması. Nedir bu fırsatlar? Sağlık turizmi ve yaşlı bakım hizmetleri. Dünyada buna gümüş ekonomi deniliyor." ifadelerini kullandı.

"SORUNLARI DOĞRU TESPİTLERLE HEP BİRLİKTE ÇÖZEBİLİRİZ"

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, üretken yapay zekanın geliri artırmak için sunduğu avantajlardan bahsederek, endüstriyel robot kullanımında ve yapay zekaya hazırlıkta Türkiye'nin önemli mesafe katettiğini ve hızlı yükselişte olduğunu söyledi.

Şimşek, dijital altyapıyı geliştirmek için fiber kapasitesinin artırılması, 5G+ yatırımlarının hızlandırılması, büyük ölçekli veri merkezleri kurulması ve nükleer enerjiye yatırım yapılması gibi alanlarda somut adımlar atılacağını ifade etti.

İleri teknoloji üretiminin yerlileştirilmesinin ülkeye daha kaliteli istihdam imkanları sunacağını ve büyüme potansiyelini yükselteceğini dile getiren Şimşek, "Dolayısıyla dünyada tehditler var ama hepsini Türkiye için doğru bir kurgu ve modelle, birlikte işbirliği yaparak, doğru tespitlerle çözebiliriz. Birlikte bu sorunların üstesinden gelerek fırsatlara dönüştüreceğiz." şeklinde konuştu.

"SAVUNMA SANAYİSİNDE 10 MİLYAR DOLAR İHRACATA DOĞRU GİDİYORUZ"

Bakan Mehmet Şimşek, tarım ve yeşil teknolojilere yönelik yatırımlardan ve bu alanlardaki hedeflerinden bahsederek, küresel savunma harcamalarındaki artıştan bahsetti.

Türkiye'nin savunma sanayisinde şu anda 100 binden fazla kişinin üzerinde çalıştığı 1400'e yakın projenin bulunduğunu dile getiren Şimşek şöyle devam etti:

"Bundan yine 20-25 yıl önce Türkiye'nin savunma sanayisi ihracatı yok denecek kadar azdı. Bugün Türkiye 10 milyar dolar ihracata doğru giden bir ülke konumunda. Eylül itibarıyla yıllıklandırılmış ihracat 8,4 milyar doların üzerine çıktı. Türkiye eskiden dünyanın en büyük ithalatçılarından birisiyken şu anda dünyada ihracatta ilk 10'a doğru hızlı yol katediyor. Geçen sene 11. sıradaydık. Bu sene veya önümüzdeki sene ilk 10'a girmiş olacağız. Daha yeni İspanya Türkiye'den 3 milyar doların üzerinde bir tutarla Hürjet alımını onayladı."

"BAZI SEKTÖRLERDE SIKINTILARIMIZ VAR, ONLARA DUYARSIZ DEĞİLİZ"

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, savunma sanayisindeki gelişmelerin altını çizerek, "Dolayısıyla evet bazı sektörlerde sıkıntılarımız var, 'yoktur' demiyorum. Onlara karşı asla duyarsız değiliz. O sektörel zorlukları birlikte aşacağız. Biz yardımcı oluyoruz, yardımcı olacağız, daha çok olacağız. Birlikte o zorlukları aşacağız. Ama aynı zamanda yeni ufuklara doğru da yol alacağız." diye konuştu.

Dolardaki zayıflamanın Türkiye'nin lehine olduğunu vurgulaya Şimşek, "Küresel finansal koşullar daha destekleyici. Korumacılığa karşı dirençli bir yapımız var. Hizmet ihracatında güçlü bir avantaja sahibiz. Borçluluğumuz düşük, demografik avantajımız duruyor ve biz bununla dönüşümü başaracağız." dedi.

Şimşek, şu anda yürüttükleri programın ana hedefinin "sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımı" olduğunun altını çizerek, buraya giden yolda bazı ana önceliklerin bulunduğunu, bunların "fiyat istikrarı, mali disiplin ve sürdürülebilir dış denge" olduğunu söyledi.

Bakan Şimşek, "Bir de bunları kalıcı hale getirecek yapısal dönüşüm. Yani sanayide dönüşüm, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, üretken altyapı yatırımları ve kamu maliyesi reformları. Bütün bunların amacı verimlilik artışı yoluyla rekabet gücünü artırarak Türkiye'nin büyüme potansiyelini yükseltmek. Bizim program bu. Yani bu program sadece para politikası üzerinden yürümüyor. Diğer bileşenler de peyderpey güçlü bir şekilde devrede." şeklinde konuştu.

Nakde ihtiyacı olana faizsiz kredi! Bankalar arasındaki yarış kızıştı

Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaralarının sarılması için bugüne kadar tahakkuk bazlı 3,6 trilyon TL (yaklaşık 90 milyar dolar) kaynak tahsis edildiğini dile getiren Şimşek, KKM'den çıkışın yönetilmesinin çok önemli olduğunu anlattı.

Şimşek, ilk amaçlarının "kural bazlı piyasa ekonomisinin güçlü bir şekilde tekrar devreye alınması" olduğunu anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Enflasyonun kontrol altına alınması, ödemeler dengesi risklerinin yönetilmesi... Çünkü program öncesinde cari açığın milli gelire oranı yüzde 5,3 civarlarındaydı, rezerv yetersizliği endişesi vardı. Koşullu yükümlülükler vardı. Dolayısıyla ilk yılımız aslında özü itibarıyla bu risklerin kontrol altına alınması, yönetilmesi süreciydi. Şimdi ikinci evredeyiz. Burada amacımız makro dengesizliklerin azaltılması. Dezenflasyon başladı ve devam ediyor. Mali disiplini yeniden tesis ediyoruz. Sürdürülebilir cari dengedeyiz. KKM'den çıkışı büyük oranda başardık. Şoklara karşı Türkiye'nin dayanıklılığını artırdık. Bu sene bu program, marttan bu yana envai çeşit şokla test edildi. Hem iç hem dış şoklara rağmen program raydan çıkmadı. Belki bazı konularda arzuladığımız hızda ve öngördüğümüz çerçevede gitmiyor olabiliriz. Ama biz mükemmeliyet yerine ilerlemeyi tercih ediyoruz."

"DEZENFLASYON DEVAM ETTİ VE DEVAM EDECEK"

Bakan Şimşek, üçüncü evrenin gelecek yıl başlayacağını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Üçüncü evre bugüne kadarki kazanımları pekiştirecek yapısal dönüşümü içeriyor. Enflasyonun tek haneye doğru evirildiği, bütçe açığının kalıcı bir şekilde yüzde 3 ve altına doğru çekildiği, cari açığın yüzde 1 ve altında tutulduğu ve yapısal reformların çok daha güçlü bir şekilde sonuç verdiği bir evre olacak. Dolayısıyla bu program sonuç veriyor. 2022 sonunda enflasyon yüzde 65 civarıydı. 2023'te de yüzde 65 civarıydı. Geçen sene yüzde 44'e düştü. Bu bir ilerlemedir. Bu sene yüzde 33'e düşmüş durumda. Bu bir ilerlemedir. Bu sene yıl sonu enflasyonunda yüzde 25-29 bandını yakalamamız zor görünüyor."

Şimşek, programı yaparken bir kuraklık ve tarımsal don öngörülerinin bulunmadığını kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"Küresel ticaret savaşları öngörümüz bu boyutlarda yoktu. İçeride yaşanan birtakım gelişmeleri bizim öngörmemiz mümkün değil. Bölgemizde bir savaş öngörümüz yoktu. Bütün bunlara rağmen dezenflasyon devam etti ve devam edecek. Son 1-2 aydaki rakamlar hiçbir şekilde algıyı da gerçekliği de değiştiremez. Çünkü şartlar dezenflasyon için hala elverişli ve devam ediyor."

"BÜTÜN GÖSTERGELERDE CİDDİ BİR İYİLEŞME VAR"

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, hizmet enflasyonundaki yüksekliğin de aynı şekilde sürmediğini belirterek, kiralardaki ve eğitim ücretlerindeki yüksek artışların gerilemeye başladığını, hizmet enflasyonunun da programa olumlu tepki verdiğini anlattı.

Zirai donun ve kuraklığın gıda fiyatlarına yönelik artırıcı etkisinden bahseden Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

"Gelecek sene kuraklık devam etmezse baz etkisi olacak. Yani gelecek sene bu aylarda gıda enflasyonunun etkisiyle manşet enflasyon çok daha hızlı bir şekilde düşecek. Maalesef enflasyon beklentileri bizde bu gibi bir analize dayalı bir şekilde şekillenmiyor. Enflasyon beklentileri son 2-3 ayda ne olduysa onun bir şekilde yansıması şeklinde tezahür ediyor. Onun için enflasyon beklentilerindeki geçici kötüleşmenin, gelecek sene bu zamanlarda çok farklı bir noktada olma ihtimali yüksek."

Şimşek, cari açıktaki, cari işlemler açığındaki ve brüt dış borç stokunun milli gelire oranındaki iyileşmeden bahsederek, buradaki düşüşü kalıcı hale getirmek istediklerini söyledi.

Tartışmaların genelde mutlak rakamlar üzerinden yapıldığını dile getiren Şimşek, "Mutlak rakamlar her zaman çok anlamlı değil. Önemli olan onu standart karşılaştırılabilir bir ölçüte bağlamak. O nedenle oran olarak baktığınızda bütün göstergelerde ciddi bir iyileşme var." dedi.

"TÜRKİYE REZERV YETERLİLİĞİ SAĞLAMIŞ DURUMDA"

Bakan Şimşek, rezervlerdeki iyileşmeden bahsederek, sözlerine şöyle devam etti:

"Uluslararası standartlarda en geniş tanımı dahi alsanız Türkiye rezerv yeterliliğini sağladı. Bakın IMF tanımına göre 2003-2023 döneminde rezerv yeterliliği 0,9 iken şu anda 1,15'lere çıkmış durumda. 1 ve üstü zaten yeter sayılıyor. Dolayısıyla önemli olan burada 1 ile 1,5'in arasında bir rakamda olabilmek. Türkiye bunu sağlamış durumda."

Şimşek, Türkiye'nin kredi risk primindeki düşüşe işaret ederek, hazinenin 10 yıllık tahvil faizinin 2023 ortalarındaki yüzde 10'lu seviyelerden bugün yüzde 6,6'ya gerilediğini söyledi.

Bakan Şimşek, "Kredi notumuz arttı. Bu program sonuç vermeseydi derecelendirme kuruluşları kredi notumuzu son 2 yılda 2-3 kademe artırır mıydı? Program sonuç verdiği için bunu yapıyorlar. Benzer şekilde şirketlerimizin değerlemesi de önümüzdeki dönemde daha düşük Türkiye riskini yansıtmaya başlayacak. Büyüme toparlanacak." ifadelerini kullandı.

İstihdamın atmaya devam ettiğini, Türkiye'nin AB ile kişi başı milli gelirde farkı azaltmayı sürdürdüğünü dile getiren Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Küresel doğrudan yatırımlarda bir kıpırdama başladı. Bu tipiktir. Programın erken evresinde daha kısa vadeli kaynak gelir. Ama programın sonraki aşamalarında daha kalıcı, borç yaratmayan kaynak gelir. Bu klasiktir. Türkiye küresel doğrudan yatırımlarda da önümüzdeki 1-2 yıl içerisinde çok hızlı bir şekilde yol katedecek."

"DEZENFLASYON DEVAM EDECEK"

Bakan Şimşek, orta vadeli görünüme ilişkin tespitlerde bulunarak, dezenflasyonun orta vadede de devam edeceği vurgusunu yaptı.

Dezenflasyonun devam edeceğinin altını çizen Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

"Dezenflasyon neden devam edecek? Çünkü para politikası, maliye politikası destekleyici, sıkı. Gelirler politikası destekleyici. Bir de önümüzdeki yıl için şunun altını çok net çizeyim. Enflasyon beklentilerini etkileyen yeniden değerleme oranını, bütçe imkanları çerçevesinde, hedef enflasyon paralelinde belirlemeye çalışacağız. Yine maktu birtakım vergi artışlarını da bütçe imkanları çerçevesinde, hedef enflasyonun altında belirlemeye çalışacağız. Böylece Merkez Bankasının çabasına ilave destek vereceğiz. Negatif çıktı açığı yani uzun vadeli büyüme trendimize oranla büyümenin daha düşük düzeyde seyretmesi orta vadede devam edecek. Böylece negatif çıktı açığı üzerinden de dezenflasyon devam edecek. En önemli konulardan bir tanesi, 'bu iş para politikasıyla olmaz' eleştirileri... Öyle olacağını kim iddia ediyor ki? Yani bugüne kadar biz böyle bir iddiada bulunduk mu? Bakın, arz yönlü tedbirler bu yüzden devrede"

Şimşek, sosyal konut ve deprem bölgesindeki konut arzı noktasında yaptıklarından bahsederek, enerji ve gıda arzını artırmaya devam edeceklerinin altını çizdi.

Elektrikte devlet desteğinde düzenleme! Resmi Gazete'de yayımlandı